TCK 86/3-E SİLAHLA KASTEN YARALAMA SUÇU CEZASI NE KADAR?
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun “Kasten Yaralama” başlıklı 86. maddesinde silahla kasten yaralama suçu düzenlenmiştir. İlgili düzenleme gereği TCK 86/3-E cezası nitelikli hal artırımı da uygulandığında 2 yıl 3 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Eğer yaralanma basit bir tıbbi müdahale (BTM) ile giderilebilecek ölçüde hafifse silahla yaralamanın cezası 9 aydan 2 yıl 3 aya kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır.
TCK Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan bir yıl altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.
(3) Kasten yaralama suçunun;
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
TCK 86/3-E SİLAHLA KASTEN YARALAMA SUÇU UZLAŞMAYA TABİ Mİ?
TCK Madde 86/3-E uzlaşmaya tabi suçlar arasında değildir. Silahla kasten yaralama suçunun uzlaşmaya tabi başka bir suçla işlenmesi durumunda da CMK m.253/3 gereği diğer suç bakımından da uzlaşmaya uygulanamayacaktır.
CMK madde 253/3
Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

TCK 86/3-E SİLAHLA KASTEN YARALAMA SUÇU BASİT YARGILAMA USULÜNE Mİ TABİ?
TCK Madde 86/3-E basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulünde duruşma açılmaksızın karar verilir.
Basit yargılama usulü
CMK Madde 251
(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. 175 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını iki hafta içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, (…) hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.
BIÇAK SİLAH YERİNE GEÇER Mİ?
Saldırıda kullanılan her türlü madde silah yerine geçebilir. Dolayısıyla bıçak da saldırı amacıyla kullanılmışsa silah yerine geçer. Taş, sopa, su şişesi gibi materyaller de olayın gelişimine göre silah yerine geçebilir.
TCK 86/3-E SİLAHLA KASTEN YARALAMA SUÇU EMSAL KARARLAR
Katılanın sanığı suçlayıcı soyut beyanı dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin ve somut bir delilin bulunmaması sebebiyle emsal beraat kararı.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 15.05.2023 T. 2022/2403 E. 2023/1314 K.
Katılana ait Bafra Devlet Hastanesinin 13/09/2021 müracaat tarihli raporunda katılanın orta (2-3) derecesinde kemik kırığı olacak şekilde BTM ile giderilemez şekilde yaralandığı belirtilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN GEREKÇESİ:
İlk derece mahkemesince “Her ne kadar sanık hakkında 5237 sy. TCK 86/1. 3.e, 87/3. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; katılanın sanığı suçlayıcı soyut beyanı dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin ve somut bir delilin bulunmadığı, katılan ile sanık veya ailesi arasında katılanın ve tanık ….’nin de beyan ettiği üzere bir para alışverişinin söz konusu olduğu, bu nedenle katılanın sanık aleyhinde beyanda bulunma ihtimalinin mevcut olduğu, sanığın olayın en başından beri suçlamaları kabul etmediği, sanık ve katılan bir arada iken yanlarında müşteri olarak bulunan ve taraflar ile hiçbir yakınlığı bulunmayan tarafsız tanık ….’nin sanığın katılanı darp ettiğine şahit olmadığını ifade ettiği, katılanın olay anında aşırı alkollü olduğuna dair hem kendi beyanı hem de tanıklar ile sanık beyanının bulunduğu, katılanın ayakta dahi zor duracak kadar sarhoş olması durumunda kendiliğinden dahi yaralanmasının veya bir başkasının onun sarhoşluğundan istifade ederek yaralamasının ihtimal dahilinde olduğu, katılanın her duruşma yeni tanık isimleri verdiği ve bu tanıkların görgüye dayalı bilgileri olmamakla birlikte katılanın akrabası olmaları nedeniyle onun yanında yer alan ifadeler verdiklerinin, katılanın onları yönlendirme ihtimallerinin bulunduğunun değerlendirildiği, yine tarafsız tanık taksici ….’ün de darp olayına şahit olmadığı gibi katılan ve onun lehinde beyanda bulunmaya çalışan tanık ….’ın beyanlarını tamamıyla yalanladığı, katılan ve vekilinin kamera kayıtlarının araştırılmadığı ve tanık … isimli kişinin dinlenilmediğine dair beyanları yönünden ise; tanığın açık adres veya kimlik bilgileri bildirilmediği gibi taraflarına verilen sürede de herhangi bir açıklama yapılmadığından ve isim soy isimle tüm Türkiye çapında şahıs araştırması yapılması imkan dışı bir durum olduğundan ve kamera kayıtları yönünden kolluk kuvvetleri tarafından yeterli araştırılma yapılmasına rağmen bir kamera kaydına ulaşılamadığı görüldüğünden ayrıca tüm dosya kapsamında belirli bir kanaate varıldığından katılan ve vekilinin bu talepleri yerinde görülmemiş, katılanın beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ve sanık ile arasında geçen para meselesi yüzünden sanığı cezalandırmaya çalıştığı değerlendirilmiş, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı, kanuni ve takdiri delil elde edilemediği, atılı suçu işlediği hususunun sabit olmadığı anlaşıldığından, 5271 sy. CMK 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatına karar verilmiştir.
Yargılama sırasında suçun niteliğinin değişmesi durumunda ek savunma hakkı verilmeden hüküm tayin edilmesi bozma nedenidir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 11.05.2017 T. 2017/1219 E. 2017/1173 K.
İddianamedeki anlatımla sanık hakkında silahla (şişe) yaralamaya teşebbüs etmek suçundan kamu davası açılmış olduğu ve bu suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı gözetilerek; sanık hakkında TCK. 86/3-e maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek sonucuna göre hüküm kurmak yerine, ek savunma verilmeyerek CMK. 226. Maddesine aykırı davranılması ve sonuç olarak atılı eylemin şikayete tabi olmadığı halde şikayetten vazgeçilmesi nedeniyle düşürülmesine denilmek suretiyle gerekçede çelişki yaratılarak CMK. 230. Maddesine aykırı davranılması CMK. 289/1-g,h maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık olarak değerlendirilmekle;GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yukarıda açıklanan nedenler, CMK 289/1-g,h maddesi gereğince kesin hukuka aykırılık nedeni olup, sair hususlar incelenmeksizin hükmün CMK. 280/1.b maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine ( Bucak 2. Asliye Ceza Mahkemesine) GÖNDERİLMESİNE,
Kesin olmak üzere 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İddianamenin usulüne uygun tebliğ edilmemesi bozma nedenidir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 05.05.2017 T. 2017/866 E. 2017/909 K.
İddianame sanığa tebliğ edilmeyerek iddianamenin tebliği ile duruşma günü arasında bir haftalık süre bulunması koşuluna uyulmaması ve duruşmada sanığa isnat edilen suçlama anlatıldıktan sonra bu eksikliğin giderilmesi için sanığa duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğu da hatırlatılmayarak 5271 sayılı CMK maddelerine aykırı davranılması suretiyle hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması, hukuka kesin aykırılık nedeni olduğu, katılandaki yaraların niteliği dikkate alındığında; sanıklar hakkındaki katılana yönelik kasten yaralama suçundan verilen cezaların alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayini gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini, TCK maddesinin uygulanması sırasında katılanda saptanan kırıkların hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre cezanın üst sınırdan artırılması gerektiği halde sanıklar hakkındaki cezanın 1/3 oranında artırılarak sanıklar hakkında eksik ceza tayini sebeplerden dolayı hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
TCK 86/3-E Silahla kasten yaralama suçunun uzlaşmaya tabi başka bir suçla birlikte işlenmesi durumunda diğer suç için de uzlaşma hükümleri uygulanamaz.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 11.09.2017 T. 2017/1344 E. 2017/1254 K.
CMK 253/3 maddesindeki “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” hükmü karşısında suça sürüklenen çocuğun 6136 s.y muhalefet suçu ile birlikte işlediği silahla yaralama suçu yönünden de uzlaşmamın mümkün olmamasına rağmen uzlaştırma hükümleri uygulanıp uzlaşmanın gerçekleştiğinden bahisle düşme kararı verilmesi bozmayı gerektirmekle CMK’nın 289/1-e maddesi uyarınca HÜKMÜN BOZULMASINA,Dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair CMK’nın 286/1 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TCK 86/3-E Silahla kasten yaralama suçundan beraat olması durumunda CMK m.253/3 gereği uzlaşmaya gönderilemeyen diğer dosyalar için uzlaşma yapılması gerekmektedir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 03.02.2025 T. 2025/699 E. 2025/1279 K.
Somut olayda, sanık hakkında silahla kasten yaralama, hakaret ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın silahla kasten yaralama ve hakaret suçlarından beraatine, mala zarar verme suçundan ise mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında silahla kasten yaralama suçundan beraat kararı verilmesi sebebiyle, mala zarar verme suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘uzlaşma’ başlıklı 253/3. maddesinde yer alan \”…Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile de mala zarar verme suçu yönünden 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesindeki esas ve usûllere göre aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yapılarak sonucuna göre sanık … Pala’nın hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
- Sanığın eylemine uyan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun gerektiği cezanın üst sınırına göre basit yargılama usûlüne tabi olmadığı, sanığın bu suçla birlikte işlediği iddia olunan hakaret ve kasten yaralama suçlarının da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251/8. maddesi kapsamında basit yargılama usûlüne tâbi olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, Manisa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2022/149 Esas, 2022/408 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA, dava dosyasının Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.